"Toplum ve Görüş" 15.11.2025

 


 - Türk Siyasal Hayatı yeniden şekillendi. Siyasal Muhafazakarlık çözülme sürecine girerken Toplum en ileri derecede Sekülerleşti.

Her vatandaş içinde bulunduğu başta ekonomik durum olmak üzere; Siyasi Görüş fark etmeksizin belli başlı meseleler noktasında ortak duygu ve düşüncelere sahip oldu. Bu durum; Toplumun siyasal anlamda zihnen birleşmesi ve bu birleşme ile birlikte ortak tablonun her anlamda oluşmasına sebep oldu.

Klasik isimlendirme ile "Dip Dalgası" iken "Siyasal Rüzgar'a" dönüşen bu evrilme; adeta Toplum'da kendi kendine "Siyasi Görüş Reformu"-na dönüştü. Türkiye; Rasyonelleşmiş Toplum nazarında her türlü değere dayanan duygusal tüm propagandaların artık karşılıksız kaldığı, Popülist İlizyon'un işlevsizleştiği ve temeli otantik Liberal Demokrasi'ye dayanan bir gidişatın şekillendiği ütopik bir düşünce yapısına sahip oldu.

Bu zamana kadar varsayım olarak yorumlanan bu Siyasal Gidişat, Toplum nezdinde belli başlı basamaklarının ortaya çıkması ve süreç babında ilerlemenin devamı ile elbette gelecek yılların Türkiyesi'nin Siyasi Zemini'ni de yeni nesil anlamda şekillendirmiş olacaktır.

Artık, otoriter ve yerleşik yönetim anlayışını ilke olarak benimseyenlerin; kendi içinde Siyasal İnovasyon'u başaramamasına rağmen "Reformist Politikalar" üretmeye ve bunu dillendirmeye çalışması; sadece ve sadece toplumda protest görüşlerin artmasına ve rey anlamında karşılığın kalmamasına sebep olduğu açık bir şekilde gözlemlenmektedir.

Bu gözlem; Siyasi Kurumların gelenekçi yapısını etkileyerek yenilikçi prensiplerin türetilmesine ve başta tüm politikalarının revizesinden örgütlenme stratejilerine; oradan da toplum ilişkilerine kadar bir çok sahada yeni bir perspektife kapı aralayacaktır. 

Günümüzde hiç bir siyasal yapı kendi kabuğundan şeklini almaz, ona bu şekli verecek olan da, değişime uğratacak olan da Toplumun kendisidir.

Türk Siyasi Tarihi'ne şöyle bir baktığımızda; siyasal düşüncenin çeşitli dönemlerde o zamanının uygun zeminine göre şekilden şekile girerek bir çok değişime uğradığını ve hatta bu değişimlerin bir tezahürü olarak yeni nesil görüşlerin ürediğini görmekteyiz. 

Tarihte bu zaman ve zemin bazen "Özgürlükçü-Demokratik" ortam olarak karşımıza çıkarken; bazen de "Totaliter-Despotizm" olarak karşımıza çıkmış olsa da; "Yenilikçilik Akımı" her zaman ve zeminin tüm imkansızlıklarına rağmen türemeyi başarmış ve çeşitli adlarda bir reform hareketi olarak kendini göstermiştir.


Yeni yazım'da görüşmek üzere / sametozel@mail.com.tr